Çoğul demeyeyim belki kabul edemeyen de vardır aramızda onun kabul edememezliğini de kabul edenlerimiz olacaktır...Yani bu çerçevede işte... Bazen diyorum ki insanın yaratıcılığı için bu kadar çok dıştan donanımsal aracın gerekliliği aslında bir tembellik mi ? Zaten hep şunu düşünmüşümdür deyip bir parantez açayım...
( İşte açtım !.. Şöyle ki, ilk sorguladığım zamanlarda beni şoke eden şey yüzyıllar önce yapılmış devasa yağlıboya tablolardaki müthiş detaylar ve gerçekliğe yakınlık olmuştu. Misal teknoloji yok ama adam Kral ! Belki hani işte Zamanında deli gibi sömürgeleri olan bir İngiliz kralı yada asla sömürgecilik yapmamış adaletin yeryüzü yaşamındaki timsalı Osmanlı padişahı ve adam aynada kendini görüyor o an ve biliyor ki babası gibi çürüyüp yok olacak. İstiyor ki benim şöyle gençliğimin en güzel halini de yaşlılığımda torunlarıma göstereyim, kendim göreyim, ben ölünce insanlar görsün. Bir nevi tarihe adımı yazıyla yazdırdığım kadar şeklen de kendimi koyayım. Ne ile yapcaz çağırın bana sarayın düğün fotoğrafçısını !!! Padişahım o nedir ? Fotoğraf ne demektir kralım !? Vezirler fotorafçı bulamadıkça kelleleri pıtır pıtır önlerine düşüyor
En nihayetinde bir vezir uyanık, diyor işte getirdim günah olmasına rağmen resim yapan ne sie ki dini bozuk ecnebilerden bir ressam. Yapıyor tablosunu ressam ve kralın elinde ISO testi yapacak diğer bir ressamın resmi olmadığından tabi beğeniyor. N'aapsın garibim !.. 
Elinde ülkesinin tüm gelir kaynakları, hani teknoloji olsa adam uzaya uydu fırlatır tee oradan kendi portresini 500 megapixel çektirir. Fakat para var teknoloji yok. Ressam denenin karşısında saatlerce oturuyor, osursa osuramaz (mı acaba) !.. Bizde öyle mi "Say cheese" bitti !.. Kralı gelse alırım façasını yani m5 mark 2'im bile yeter ne FF'si ? Ne ise bakmışlar ki ressam denenden de pek az var. Bir de bunların Pikasso gibi kasıntı olanları çıkıyor abi geçen bi portremi yap diye oturdum tam 4 saat karşısında, ay şiştim gazımı içime gerisin geri ata ata az kaldı uçan balon gibi uçup gidecektim. Aman bir de kalkıp bakarım ki kübilik ebidik gubilik bir şey çizmesin mi bu pikasso !!! Dünya'da milyonlar bi çubuk adam çizemezken ressamların fırtınalı aşk yaşamlarını da hesaba katalım biraz. FF'li makinası yok amma adamlarda FF gibi göz, beyin ve eli kullanma yeteneği var işte. Götürüyo, nü ressam olmuş ooooh !..
Eskiden de öyle imiş her genç erkeğin hayali nü ressam olmakmış falan !.. Bakmışlar ki işte ya bilim adamları, öyle şişedibi gözlük, güzel kızı tavlamada yetenek yokusunu, okumuş ineklemiş hep, ne 3gen vücut ne sosyal ortamda sevilen tip hiçbirşey yok. Demişler ki madem öyle biz de fotraf makinası diye bişe yapak lan !.. Bütün en yeteneksizler bile ressamlardan bile çok iyisini saniyenin 100de 1'inde yapabilsinler (O zaman öyleymiş mesela ilk foto makinaları 1/100'le çekebiliyormuş en fazla, tabi uydurdum hikayeme göre) !
Derken bu yeteneksiz çoğunluk "Ulen ressam mı hepsi açlıktan sürünerek gebermiş hah hah haa, bak bende para bok gibi en Full Freyminden 8 de lensinden set dizdim de kesmedi bir de ondan bundan da aldım. Kroyum ama para bende" misali
NOT : Alınma olmasın piyasada en pahalı genel olarak bu diye şeettim yoksa m1-x de diyebiliriz ama demesi bile zor ve uzun bunu... Tabi bu kadar okumuş etmiş ve paralı insan 200 yıl evvelden beri bir kültür oluşturmaya başlar. Racon kesmeye başlar. Adamlar tabi biliyor da, tam zamanın zengin züppeleri, bilim adamının oğlu, para da bol iyi okulda okumuş gitmiş optik biliminden bana alan derinliği diye bişe uydurmuş anlatıyor ! Sene 1870'ler ha ! Görsen şaşarsın zibidiyi !.. Öteki gelmiş altın oran diyor, lan tutmasalar dalacaktım sen benim orama hem de böyle bir lafı nasıl edersin ama vardır zengin bebelerinde hep böyle bi şimarık hal
!.. nOT : Evet ben eziğim, gecekondu çocuğuyum) 
Ne ise işte ben bunları yıllar evvel düşünmüştüm böyle bir kurgu halinde kaleme almamıştım hiç galiba. Belki birkaç yerde kısmen birşeyler yazmıştım...
Olay bir yerde "Para ile resim yapma yeteneği kazandırırım ben de kendime" gibi gelmiyor mu mesela size hiç ?
Sonra doğal ışıkla çalışacaksan 24 saatlik periyodlar içerisinde kontrol edemediğin bir ışık döngüsünün hapsindesin.
O ise ressam varolmamış şeyleri bile zihninden istediği anda görsel bir şölen halinde gözlerimizin önüne koyabilir. Bunun için günün herhangi bir vaktini, mevsimsel bilmem nelere yada harici ekipmanlar + mekan ve araçlar ile yaratmak esaretinde değildir ! Tabi diyebilirsiniz ki "Yağlı boya, fırça, kanvas tablo vs." de yok mağaraya bile çizmiş taşla bişeyle ne vardıysa. Gerçi o zamanlar bencil değilmiş portre çizmemiş de gitmiş fili, geyiği nasıl avladığını falan çizmiş. O da güzel gerçi "bakın biz bunları böyle avlıyoruz, biz ölürsek ahan buradan bakın siz de okuyup öğrenin böyle yapın" .PDF formatında mağara duvarında mamut kill'lanım kılavuzu
Mağarada 'altın oran'ı bulan Ugh'lu ilkel homosapien atamızın çizdiğine göre altın oran 1 mamut sol üstte, 3 ayrı gruptan oluşan toplam 33 avcı erkek kadrajın ortasında.