m43 Türkiye

Önce kaynak...

En güzel yerlerden, haberin en doğru-tek doğru ve gerçek yayınlandığı yerden özenle seçip buldum ve sizinle paylaşıyorum !

http://www.star.com.tr/yazar/nbs-nisast ... i-1273499/

Bu kanserojen şeyin Türkiye'de kullanımına dair bir kota varmış.
http://t24.com.tr/haber/fruktoz-uretim- ... tti,126638

Olayın doğruluğuna dair bir kanıt da TBMM'den orijinal PDF döküman :
http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-50015sgc.pdf

Sonra da bu 15 şeker fabrikasının satılması olayı galiba 2-3 gündür ortalıkta dolanan bir haber !..

http://www.haberturk.com/14-seker-fabri ... 47-ekonomi

Peki istenen ve beklenen nedir halktan ? " Çok yaşıyorsunuz, çok yaşamayın emekliliğinize doğru yada ise emekli olduğunuzda hızla kanser olup en kısa sürede fazla tedavi masrafı da açmadan geberip gidin artık ! Biz size 20 sene emekli parası ödemek zorunda mıyız ! ! ! Geberin yahu bi geberip gitmediniz başımızdan pis moruklar !!! "

Öte yandan bir yerde birileri aylık 25.000 lira maaş ile zaten herşeyin de özenle seçilip en iyisini inanılmaz ucuza da yedikleri, orada yemezlerse de bu para ile zaten en ekolojiğinden-uçan-koşan tavuğıundan her şeyi yiyebilecekleri mümkün olanların her biri bir bol-itik görüş ayrımı yapmaksızın vatandaşa demek ki aynı gözle bakmaktalar. Hadi biz geldik 30-40-50'lerimize. Fakat bugün, bu olanlar çocuklarımızı etkileyecek. Belki 10-15 yıl sonra 20-30'larında kanser, kalp vb. bu glikoz şurubundan dolayı gebertilen çocuklarımız olacak. Bu süreçte ise bu aylıklarının daha artarak kazanabilmelerinden başka derdi olmayanlar için fabrika satılması bilmem ne satılması falan hiç mühim değil.

Çok mühim bir konuya parmak basmissiniz Ciddi Hocam, bu konuyu biraz araştırmak, okumak istiyordum vesile oldunuz sağolun.

Şayet bu konu hakkinda cok agresifim, çok sinirliyim, soylemek istedigim cok sey var fakat konumum itibariyle bir kaç kelam dahi edemiyorum malesef!

Hem de kar edenleri satışa çıkartmışlar.

"Altered Carbon" isimli bir dizi var.

Sözde bilim kurgu dizisi amma bence yaşadığımız şu günlerden hiç farkı yok. Tabi dizi daha konsantre olması açısından bizim günlük yaşamda rastladığımız detayları pek işlemiyor. Daha üst seviye bir alandan günümüzde yaşanan durumu anlatıyor "bence" .

Ben zaten epeydir... (Tabi böyle şeyleri topluma açılıp tartışamıyoruz yıllardır) mevcut sistemler, siyasi sınırlar, ülkeler vs. falan hepsinin çok eski ve bitik olduğunu düşünüyorum. Sistemler hep bir kesimi mutlu etmeye, o kesim etrafında da üst düzey-onlara işte hizmet sunanların ellerinin bala bandırıldığı biçimler olmuş hep.

Şimdi de mesela bu satıştan toplum geneli kanserojenle coşacak mı ? Evet !
Onca fabrika alınıp da çalıştırılır mı ? Çalıştırılsa da acaba şeker pancarı mı üretir yoksa ithal mısır şurubu mu üretir ?
Eğer kapanır ise ve zaten çalışsa dahi epey bir personel-işçi işten çıkar. Her durumda epeyce bir insan işsiz de kalacak mı ? Peki hiç bir yerde buradan çıkan kişilere iş imkanı sağlanıyor mu ? Bu kişilere 3 çocuk yap diye kaç senedir emir verenler şimdi o 3 çocuk + anne ve babanın geçimini ne ile sağlayacaklarını umursuyor mu ?!

Ya her şey bir yana, bu şeker ve nişasta bazlı şeker işinin lobisi, en az silah ve tütün lobisi kadar kuvvetlidir. Bilir misiniz bilmem; ATF (filmlerde falan yeleklerinin üstünde görürüz iyi adamların), alkol, tütün ve ateşli silahlar ile ilgilenen bürodur Amerika'da. Bu üçüne aynı muameleyi eder elin Amerikanı. Neden peki? Çünkü bu üçünün de kuvvetli lobileri vardır ve yerine göre beraber hareket ederler. Lobi etkinlikleri hakkında daha iyi fikir sahibi olmak isteyenlere bence şahane olan Thank You for Smoking ve Lord of War isimli filmleri şiddetle tavsiye ederim. Neyse... bu şeker işinde de benzer bir lobi faaliyeti söz konusu. Adını vermeyeyim, bünyanın en büyüklerinden bir içecek şirketinde yönetici bir dostum var. Bu adamın işi, 3 kıtadaki tüm ülkelerde, ilgili çok üst düzey yetkililer ile (bakan hatta başbakan) ilişkileri kurmak. Ve net olarak söyleyeyim; işinin ağılıklı kısmı bu kotalar ile alakalı. Yani ortadaki ekmek çok büyük. Şeker ve glikoz ilgili kotalar, üzerinde oynanan oyunlar, lobicilik vs. sadece ülkemize özgü değil yani. Global bir komplonun parçası tüm bunlar.

Nişasta bazlı şeker konusuna biraz bakalım gevezeliği uzatmadan. Asıl işimin bir parçası olduğundan konu hakkındaki net bilgilere sahibim. Tehlikeli mi? Evet. Peki neden kullanılıyor? En büyük sebebi ucuz ve kolay ulaşılıyor olması. Amerika zaten dayıyor mısırı abicim. Her yerde, her sektörde kullanılıyor sonra. Etanol yap ya da yağını çıkart, yakıt olsun mesela. Ürünlerinden nişasta ise hemen hemen her sektörde kullanım yeri buluyor kendine. Mesela tek kullanımlık bardak, çatal - kaşık vs yapımı için bile bu malzeme kullanılıyor artık.
http://www.chinaecogreen.com/tr/cornsta ... knife.html
http://www.semplastik.com.tr/cevre.php?P=23
Ayrıca kağıttan tutun, kumaşa kadar aklınıza bile gelmeyecek hemen hemen her sektörde yeri var nişastanın.
Neyse, nişasta şekeri kısmına dönelim yine. Tarihe baktığımızda, nişastanın ayrıştırılmasının keşfi ile, obezite belasının başlangıçlarının kesiştiğini rahatça görebiliriz. Peki sadece ucuz diye mi kullanılıyorbu meret? Hayır. Bildiğimiz şekerden (sukroz) farklı efektleri var (kıvam, dayanım, fiziksel özellikler) yiyecekler üzerinde. Bu etkilere kısaca değinen bir yazıyı da paylaşayım. http://www.foodtime.com.tr/makale/gliko ... -m175.html

İçinde glikoz bulunan gıdalar neler peki? Kategori olarak "tatlı" sınıfında bulunmalarına gerek bile yok; paketli hemen hemen HER ürünün içinde var glikoz. Paketli ürün kullanıyorsanız, glikozdan kaçış yok yani. Ayrıca pastane mamullerinin çok çok büyük bir kısmında, bariz bir şekilde üretim aşamasının vazgeçilmez bir unsuru olmuş durumda. Yani neredeyse dışarıdan hiçbir şey almamak gerekiyor bu meretten kaçmak için.

Glikoz tehlikeli, tamam, Peki şeker aşırı masum mu? Bence bu sorunun cevabı da net olarak hayır. Hatta şu anda sigaranın üzerine yazılması mecbur kılınan uyarıların benzerini, çok da uzak olmayan bir gelecekte, ambalajların üzerinde, şekerle alakalı olarak yer alacağını öngörüyorum.
Özellikle içecekler vasıtası ile inanılmaz şeker yükleniyoruz arkadaşlar. Çocuklarımızın da hayatlarını ve sağlıklarını riske atıyoruz. 1 litre kolada 112 gr. (yüzonikigram!) şeker var yahu! Yuh yani! Paketli meyve suları daha sağlıklı göründükleri için daha da tehlikeli bence. Birçoğunun şeker oranı kolada olandan bile daha fazla. Bana itimat etmeyin, alın bir kutuyu - şişeyi elinize, kendiniz oluyun. Hatta meyve suyunun üzerinde yazan %100, katkısız, doğal hali ile falan ibarelere de itibar etmeyin. Üreticinin, etiketinde besin değeri net olarak yazdığı bir ürünü, hiçbir işlemden geçmeden, meyveden sıkıp şişelediğini iddia etmesini, zekanıza ve aklınıza hakaret alarak algılayın lütfen. Daldan koparılan 2 farklı meyvenin suyunun, %11.4 gibi NET bir oranda şeker ihtiva edebileceği iddiasına "doğru olabilir" diye bakıyorsanız ya çok safsınız, ya da hiç meyve soyup yememişsiniz demektir zira.

Şeker fabrikalarının satılması gibi konulara burada girmeyi uygun bulmuyorum kendi adıma. Bu konuda yazmaya başlarsam forumu 2 güne kalmaz kapatırlar valla.

castrobey yazdı:...

İtina ile kandırılır! Ulan Allah sizi bildiği gibi yapsın.

Kamera şakası mi bu !!! Gözlerime inanamiyorum

Arkadaşlar yeni dünya düzeni bu. Artık böyle.
Dünya yuvarlaktır / Dünya düzdür , kişi istediğini seçer-beğenir-alır ve ona inanır.
Ha çoğu yerde istediğine de inanamazsın, çoğunluğun dediğine inanıyormuş gibi yapmak zorunda kalırsın.
Bu geliş yıllardır vardı ufak ufak. Kimse de çıkıp düzeltmek istemedi. Çünki sapkınlıklara "Çok seslilik", "Düşünce özgürlüğü" falan gibi kılıflar bulundu hep. Uydurma kanıtlar ile herkes iddia ettiği şeylere inandıracak bir kitle bulabiliyor günümüzde. 8-10 tane doktor bulup bu haberdeki şeyleri doğrulatabileceklerine dair şüpheniz mi var yoksa ?

Dünya'ya bir göktaşı çarpsa ülkenin yarısının haberi olmaz

salih yazdı:Dünya'ya bir göktaşı çarpsa ülkenin yarısının haberi olmaz

Olamaz ki öyle bir şey. Dünya düz, atmoster sert bir katman ve uzaya kırabilip de çıkabilecek tekmelojimiz yok !

O uzayda yörüngede dönüyor denilen uyduların balona bağlanıp atmosfer içi üst tabakalarda asılı döndüğünü söyleyenler var Dünya düz iddiasına destek olarak.

Bence bunlar kesin Kaptan Amerika, Hulk, Flash falanda gerçek sanıyorlardır var ya.
Hatta işte hikayeye göre kesin okimeet gizli tutuyordur varlığını. Hangar 18'deki uzaylı genetiği ile ürettikleri özel melezler bunlar. Bizde de var bunlardan. Hani hatırlar mısınız ?..

http://www.hurriyet.com.tr/usakli-e-t-n ... k-39247191

Köylülerin taş atarak kovaladığı Uşaklı E.T.'nin toprakta bıraktığı iz, ABD'de analiz edilecek. Tanıklardan Fevzi Can, ‘‘Benim tam üzerimde duruyordu. 2-3 saniye kadar yüzyüze geldik’’ dedi.

Yüzü varmış yani !..

İşte bu gibi vakalardan biz de çok teknoloji ve DNA örnekleri aldık ama okimeet tabi bunları çok gizli tutuyor. Bizimkisi üstelik "Hangar 9" , 18 ne imiş 9 yaşında evlenebilirsiniz hem ne de olsa ! Hangar 9'da işte yakalanan dişi UFO'lulara samanlık yapmışlar orada ahır ortamında hem rahat olur hem de UFO'lu fantezi ortamına uyum sağlar diye...

Noldu bu ülkeye, onca insana bu at gözlükleri nasıl takıldı anlaşılır gibi değil. Millet nasıl da inaniyor peri masallarına...

SM-G925F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi