Biraz para biriktiğinde, bir sonraki sistemim Pentax olacak çok büyük ihtimalle.
Aslında K-1 istiyorum ama, uzuuuunca bir süre çok pahalı kalacak gibi buralarda. Neyse, acelem de yok zaten
.
Konuya gelirsem de, Panasonic-Oly arası bir tecrübem olmadı, çünkü ben aynasız sistem almaya karar verdiğimde, benim için önemli özellikler Olympus'da var, Panasonic'te yoktu. Şimdi bir miktar değişmekle birlikte durum, genele vurursak hala geçerli sayılabilir.
Şöyle ki:
- Gövde de IS olması
- Sensörlerin, en azından o dönem için Panasonic'ten daha başarılı olması
- Aynasız sistemler içinde, o zaman için en iyi AF sistemine sahip oluşu
- İlerisi için lens seçeneklerinin geniş ve iyi olması (tabii bu Panasonic'ten ziyade, diğer aynasız sistemlere karşıydı)
- "Sağlam" gövdeler, rahat kullanım.
Ana tercih sebeplerim oldu. Panasonic lenslerini Olympus'te kullanak üzerine bir başlık vardı, bana göre biraz abartıp kılı kırk yarma durumu bu çekince, en azından benim denediklerim içinde... 14mm 2.5 lensim var, biraz da Panasonic 14-42'yi denedim. Otomatik optik düzeltmeyi tam yapmayabiliyor, bazen de (çok nadir) vizör/ekran kafayı yiyip bembeyaz bir görüntü gösterebilyior ama çok nadir dediğim gibi. Optik olarak keskinlik ve kontrast anlamında gayet başarılı Panasonic 14mm lensim Olympus gövdelerde, benim için önemli olan da bu. Belki JPEG çekim için farkedebilir makinenin optik düzeltme ya da renk / ton, CA düzeltmeleri ama, ben RAW üzerinden gittiğim için benim için fazla bir önemi olmuyor.
Olympus'un JPEG'leri de tabii çok beğeniliyor ama, yukarıda dediğim gibi ben RAW çekip ama az ama çok kendi istediğim yönde düzenlemeyi tercih ediyorum.
Son olarak bir de, Panasonic ürünlerinin Türkiye'de genel olarak pahalı olması var tabii.
SLR sistemlere karşı neden Olympus diyecek olursak da, temel olarak taşınabilirlik benim için. Bir gövde ve iki-üç lens, bir sırt çantası ve oldukça ciddi ağırlık anlamına geliyor SLR sistemlerde. Olympus'ta ise, iki pancake lens ve bir gövdeyi, çanta dahi almadan geniş cepleri olna bir pantolonun ceplerinde taşıyarak istediğim yere gidebiliyordum! Bir de, en azından hareketsiz konuları çekerken netleme isabetliliği. SLR sistemler evet genel anlamda daha hızlı, ve hareketli konularda daha başarılı bir netleme sistemine sahipler ama, bazen gövdeden gövdeye, lensten lense şaşmalar, uyumsuzluklar vb olabiliyor, AF fine tuning imkanı veren bir makinede oturup tek tek ayarlamaya uğraşmak, olmayan bir gövdede de şansımıza küsmek gerektirebiliyor bu durum. Aynasız sistemlerin kontrast bazlı netleme sistemi, en azından netlediği zaman yüzde 99 doğru netliyor. Bunu da bir deneyip tecrübe etmek istemiştim, ve genel anlamda olumlu bir tecrübe oldu gerçekten bu konuda da.
Son olarak bir de adaptörle kullanılan manuel lens merakı durumu var tabii, m4/3 sistemde neredeyse her lensi adapte etme imkanı var, ve gövde içi titreşim önleme özelliği sayesinde tüm manuel lensler bir anda IS özelliği kazanıveriyor
.
Bu bakımdan, aynasız sistem olarak Olympus tercihim, 2013 yılından beri beni üzmedi diyebilirim. Şimdi yine aynasız sistem alacak olsam, büyük ihtimalle yine Oly alırım, belki Fuji'yi de değerlendirebilirim ama genelde pahalıca biraz o taraf sanki... Tabii full frame Sony aynasızlar var ama, o konuda eski kafalı gelecek belki ama, tekrar FF alacağım zaman yine SLR tercih edeceğim. Biraz kurcalama ve çekme şansım oldu A7 serisinden hatırlamadığım bir modeli ve tahmin ettiğimden fazla beğendim ama, yine de nedense Sony çekici gelmiyor bana.
Bu arada, Olympus ve Pentax'da ortak olan pek çok sevdiğim yan var:
- Sağlam gövdeler yapıyor olmaları (metal kasa, az ya da çok hava koşullarına dayanıklılık vb)
- Hızlı olarak çekim ayarlarını değiştirebilmeye yönelik, ele güzel oturan, "fotoğrafçı için tasarım" yolundan giden makineler yapmaları
- Gövde içi titreşim önleme sistemine sahip oluşları
- Pek çok lensin rahatça adapte edilebilmesi sisteme