m43 Türkiye

Arkadaşlar;

Ben "Sokak Fotoğrafçısı" olmak, sokaklarda sürtmek istiyorum. Lütfen bana tecrübelerinizden; ekipmanlarınızdan, çalışma saatlerinizden, mekanlarınızdan bahsedin.

Otomatik mi, manuel netleme mi yapmak daha doğru olur? ISO sınırlarınız var mıdır? Nelerdir?
Siyah/Beyaz mı çalışmak daha etkili olur, yoksa renkli mi?

Malumunuz Kış geçti; artık gece geç saatlere her yer ışıl ışıl.

"6 yaşında çocuğa anlatır gibi anlatın" -Philadelphia

DrOpMaN yazdı:Arkadaşlar;

Ben "Sokak Fotoğrafçısı" olmak, sokaklarda sürtmek istiyorum. Lütfen bana tecrübelerinizden; ekipmanlarınızdan, çalışma saatlerinizden, mekanlarınızdan bahsedin.

Otomatik mi, manuel netleme mi yapmak daha doğru olur? ISO sınırlarınız var mıdır? Nelerdir?
Siyah/Beyaz mı çalışmak daha etkili olur, yoksa renkli mi?

Malumunuz Kış geçti; artık gece geç saatlere her yer ışıl ışıl.

"6 yaşında çocuğa anlatır gibi anlatın" -Philadelphia

Bilal'e anlatır gibi anlatsak:)?? Hocam sokakta genelde A modunda çalışmak avantajlı. Eger sokak, anıt, eski bir taş ev gibi kentin temasinı öne çıkaran fotograflar seviyorsanız geniş açı şart. Pen ep5, pen f, gx7 gibi yada gx80 gibi makineler ve üzerinde 12mm, 17mm varsa imkan 9mm ( pro olanı ) lens gerekir. İnsan unsurunu da dahil edecekseniz 25mm gibi bir lens isinizi görür. Benim tavsiyem em10, em5 gibi bir makineyle beraber hem 25mm hem 12mm onjektif ve hayalinizdeki pen-f i birlikte taşımanız. Sonucta iki makina toplamda bir dslr agırlığına ancak ulasıyor m43 sistemde..

LG-H525 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Karadagyan hocaya ek olarak insanları doğal halleriyle onlara farkettirmeden çekmek istiyorsanız dar açılı prime'ler kullanmanızı tavsiye ederim. 75-85-135mm'ler gibi.
Tecrübelerimden bahsedecek olursak öncelikle benim mekânım ve çalışma saatim yok, ekipmanımda imzamda yazıyor. Ben genelde flickr'da gördüğünüz gibi beyaz dengesi dışında (raw çektiğim için ps'den değiştiririm ayarını) neredeyse full manuel çalışırım, böyle daha keyif alıyorum çekmekten. Diyaframı genelde yerine göre değiştiririm eğer bir obje çekiyorsam (objesine bağlı) veya yetersiz ışıkta çekiyorsam açık diyafram kullanırım hep, lâkin keskinliğin önemli olduğunu düşündüğüm kompozisyonlarda veya bokeh gerektirmeyen kadrajlarda lensin en keskin diyaframını kullanırım. Tabi yeri geldiğinde de hem azıcık bokeh hemde biraz en açık halinden daha keskin olsun istiyorsam da yerine göre ayarlıyorum işte. Genelde diyaframları 1.4 ile 5.6 arasında kullanıyorum. Net alan derinliği fazla olsun istersemde keskinlik kaybı yaşamamak adına stack yapıyorum, bazı kadrajlar önemsiz gelirse, uğraşmak istemediğim zaman stack yapmayıp lensin en keskin halinden daha daha dar diyaframlar kullanırım o da çok nadirdir. İlk önce diyaframı ayarlar sonra enstantaneyi ayarlarım, iso konusuna gelirsek hareketli objelerde açık diyafram enstantaneyi kurtarmıyorsa ancak o zaman objenin hızına bağlı olarak isoyu değiştiririm, onun dışında dinamik aralığı zorlayan kadrajlarda veya gölgenin koyu gözüktüğü yerlerde baz isoda çalışırım, parlak olanın daha parlak koyu olanında daha koyu olmasını istediğim zamanlar veya dinamik aralığı zorlamayacak kadrajlar olduğu zamanlar en düşük yani genişletilmiş isoya alırım. AF'ı yerine göre kullanırım, manueli AF'a nazaran daha çok kullanırım. İS nimetinden sadece düşük enstantanelerde değil, her zaman faydalanırım. Mesela yüksek enstantanelerde tele lenslerde manuel netlerken çok işime yarıyor, netleyeceğim yeri büyütüyorum ve denklanşöre yarım basıp IS'i devreye sokuyorum, devrede ikende manuel netlememi yapıyorum, tabi bunu asla netliğini kaçırmamam gereken önemli kompozisyonlarda kullanıyorum, hareketli objelerde genellikle göz kararında istediğim netliği tutturabiliyorum, eğer gerçekten önemli bir hareketli obje çekiyor isem ve manuel kullanmam gerekiyorsa focus peaking nimetinden faydalanıyorum. Şimdilik kullanma tarzımla ilgili aklıma gelenler bunlar Siyah beyaz konusuna gelirsek yerine göre siyah beyaz yaparım, bazı fotoğraflar direk anlatır zaten siyah beyaz olunması gerektiğini, bazıları ise öyle değildir. Onu siz görüp karar vereceksiniz çünkü çektiğiniz fotoğrafın ne hissettirdiğini veya ne hissettirmesi gerektirdiğini en iyi siz bilirsiniz. Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana...

@karadagyan Bilal'e söyleyeceğim seni

Küçük bir makine ve pancake bir lens beklenmedik harikalar yaratabilir.

Sokak fotoğrafı çekerken belki de en önemli noktalardan biri dikkat çekmemek çok fazla. İki ihitmal oluyor göz göre göre fotoğraf çektiğinizi belli edince: ya ortamdaki insanlar geriliyorlar, ya da tam tersine hoşlarına gidip doğal hallerini bozuyor ve poz veriyorlar.

Sokak fotoğrafı çekerken ikisi de istenen bir durum değil, bu yüzden aynasız makinelerin belki de tam kare makineler dahil diğer sistemlere göre en avantajlı olduğu alanlardan biri bence sokak fotoğrafları.

Üzerinde pancake lens olan PEN serisi bir makineyle fotoğraf çektiğinizi görseler bile, "turist makinesi" gibi algılandığından çoğu zaman istiflerini bozmuyor insanlar .

17 ya da 20mm lensler bu konuda uygun açılar da verebilirler, sokak ortamıyla birlikte şahışları içerecek kadar geniş, ama fazla geniş te değil.

Diğer bir yöntem de Esat'ın da dediği gibi tele lensler kullanarak uzaktan çekimler yapmak. Bunlarla konuya çok yaklaşmaya gerek kalmıyor, ama sokak ortamıyla birlikte bir ya da bir kaç insanı çekmek istediğinizde de her zaman uygun olmayabiliyorlar.

Renkli-siyah beyaz olayı biraz kişisel tercihe kalmış bir şey, ama ben sokak fotoğraflarına siyah beyazın genel anlamda daha çok yakıştığını düşünüyorum. Sokak fotoğraflarında genelde ortamı, yüz ifadelerini, ortamın havasını yakalamaya çalışırız, renkler bu konuda çoğu zaman dikkati gereksiz şekilde dağıtıcı bile olabiliyor. Bir de gece yüksek ISO ile çekmek zorunda kaldığımız karelerde, S&B renkli fotoğraflara göre daha iyi sonuçlar verebiliyor çoğu zaman. Diğer yandan, söz gelimi rengarenk sebze meyvelerin satıldığı bir pazar/manav ortamı, ya da rengarenk ışıklarla aydınlatılmış bir yer, renkli kumaşlar dokuyan insanlar vb tarzda bir sahneyi çekiyorsak, elbette bu durumda fotoğraftaki renkler, fotoğraflanmak istenen ortamın ve sahnenin önemli bir parçası olacağından, s&b yerine renkli tercih etmek bu tip durumlarda daha etkili olacaktır.

Manuel netlemeyle sokak fotoğrafı çekmek için zone focusing vb teknikler var, ama sokak için AF çok daha mantık kişisel görüşüme göre. Sokak fotoğraflarında vahşi yaşam ya da etkinlik/spor vb tarzlardan farklı olarak genelde çok sık hareket takibine ihtiyaç olmadığından, aynasız makinelerimizin AF sistemleri fazlasıyla yeterli performans veriyor. Hatta ekran üzerinde dokunduğumuz noktanın direkt netlenip çekilmesi özelliği de çok kullanışlı olabiliyor. Koca bir MF lensle netlemeye yapmaya çalışırken vakit harcamak genellikle dikkat çekici olacaktır... bir micro four thirds lensle MF yapmak da, ancak makine netleyecek yeterli ışık / kontrast bulamıyorsa belki kullanışlı olabilir.

Dolayısıyla:

- Full frame karşılığı 35-50mm arası bir prime ile bir tane de tele lens, her ikisi de farklı farklı şekillerde kullanışlı olabilir.
- S&B vs Renkli, duruma göre değişir
- ISO, mecburiyse yükseltilir, S&B çoğu zaman biraz kumlanma kaldırır
- Küçük ve dikkat çekmeyen bir gövde genelde faydalılır
- Manuel netlemeye bence çok fazla gerek yoktur

Diye sayabilirim kendi düşüncelerimi

Tips and Tricks tadında bir video olmuş

Esat hocam öyle bir anlatmış ki taş devrinde bile geçerli bırakın bilali
Kişilerin doğal hallerini çekmek için tele lenslerde ihtiyaç olur, ve genelde manüel af daha avantajlı oluyor bence tele'de 12 mm 17 mm telekom haricinde yeterli olucaktir.
Merakla bekliyorum neler çıkacak ortaya, şimdi den başarılar.

Hahaa çok keyifli bir video idi.

biunlu yazdı:Hahaa çok keyifli bir video idi.

Değil mi? İnsanların gerilimi ve karşı ataklar... videonun sonunda gözüne yumruğu yer bu dedim ama olmadı

Ben 25mm ile sokak fotosu çekiminde baya bir tırsıyorum, birkaç denememde kişilerin "Ne çekiyorsun be adam !" bakışları ile benim onları çektiğimden beter onların beni gözleri ile fotoladığını gördüm ve o fotoyu ev gelip de görmek beni aşırı rahatsız etti. O bakışlar... Hani sanki "Ya arkadaş şimdi birşey desem cıngar çıkacak ama bu senin hakkın değil, çekemezsin !" diyor bakışlar ve sildim o fotoları. En rahat 40-150 R lensim ile sokak fotoları çekebilmiştim. Ayrıca Vivitar 55mm. F2.8 makro lens ile de epey bir iyiydik Bana göre 45mm. F1.8, 60mm. F2.8(Sigma Art) ve işte gider yani 150mm'ye kadar kullanılabilir. Daha geniş açılar ile bence çok zor... Eğer sokak fotoğrafçılığından kasıt insanları biraz olsun soyutlayarak kadraja almak ise tabi 45mm'den aşağısı ile zor bence.

DrOpMaN yazdı:

biunlu yazdı:Hahaa çok keyifli bir video idi.

Değil mi? İnsanların gerilimi ve karşı ataklar... videonun sonunda gözüne yumruğu yer bu dedim ama olmadı

O henüz dayaklık değil. Ama bu amcanın durumunu bilmiyorum.

Daha önce paylaştım mı bilmiyorum ama çok hoşuma gitmişti video.




Burada görmüştüm. https://www.hakkiceylan.com/sokak-fotografciligi

Abi insanları doğal hali ile çekmek isteniyorsa kesinlikle tele lens lazım.
Adam veya kadın eşiyle mi tartışmış aldatilmismi işyeri mi batmış o anki ruh halini bilemeyiz birde burnuna fotoğraf makinasını sokunca ne tepki vereceği belli olmaz.

salih yazdı:Abi insanları doğal hali ile çekmek isteniyorsa kesinlikle tele lens lazım.
Adam veya kadın eşiyle mi tartışmış aldatilmismi işyeri mi batmış o anki ruh halini bilemeyiz birde burnuna fotoğraf makinasını sokunca ne tepki vereceği belli olmaz.

Dünyanın en tele, en iyi sistemi ve lensi de olsa elimizde size göre bir insanın haberi olmaksızın fotoğrafını çekerek haberi olmadan birilerine o anını göstermek garip (hatta benim için "rahatsız edici") gelmiyor mu ?

Hele ki günümüzde beton yığını bir binanın bile fotoğrafını çektirmiyorlar veya işte bu bir stok fotosu ise de stok sitesi "Nerede bunun izin belgesi" diye soruyorken !..

Bence bir insanın halka açık ortamda bulunması demek onun her hareketi, görüntüsü kendisinden habersiz kayıt edilerek yayınlanabilir olmasını haklı gösteremez. Hele siz bunun bir de özellikle de yurdum koşullarında kız çocuklar ve kadınlarımız açısından düşününce ? Tabi ille de olayı böyle cinsel olarak da görmeyelim. Ben öyle görmüyorum. Bu köy evlerine falan gidip oralarda yaşlı nine-dede fotolarını kasten "Buruşuk(fiziksel açıdan), gariban, yaşlı (burada duygu sömürüsü manasında) çekilmesi de bana itici geliyor. Hatta kişinin niyeti asla bunlar olmasa dahi bana itici geliyor bu fotoğraflar. Tabi bu durumda da kendime soruyorum "E arkadaş o zaman insan fotoğrafları hep profesyonel modellerin kullanıldığı, planlı olarak çekilmiş fotoğraflar mı olacak ?" EVET ! , bireyin özel hayatı, varlığı, her yerde her zaman kişilik hakları gereği ile evet. Ayrıca zaten eş,dost,evlat, ana-baba, kardeş vs. fotolarımızı çeker kendimize saklarız. Bunun haricinde haber amaçlı vs. özellikle görsel ve videosu çekilmesini isteyen sanatçı vb. falan insan halleri epeyce var. Bu nedenle özellikle de gidip bir insanın günlük yaşantısı içinde herhangi bir anda rontgenlenirmiş misali veya avlanırmış misali fotoğraflarnıp izinsiz paylaşılmasına (hoş paylaşmasa dahi birisi ne gerekçe ile x kişinin fotoğrafını saklar o da ayrı) ben haklı sebep bulamadım. Bana bunun şu-şu haklı nedenleri var deyip mantıklı açıklama getirebilen var mı ?

Insanların en doğal halleri misal sigara için bir,telefonda sevgilisiyle son derece yumuşamış şekild E konuşan biri,selfie çekenler veya derin derin düşünen insanlar bu tip insan fotografları bana hep ilginç geliyor nedense
Hatta galata kulesinin önünde selfie çeken 3 kız vardı 30mm ilk aldığım gün onları çekmiştim habersiz, acayip hoşuma giden bir fotoğraf ama sildim paylaşırım sorun olur diye.

Ben biraz agresif bakıyorum konuya. Evet habersiz cekilir ve paylaşılır. Kisiyi aşağılamayan, küçük düsürmeyen, yermeyen, cinsel,dinsel,mezhepsel olarak ötekileştirmeyen her türlü fotograf çekilebilir ve paylaşılabilir bence. Aksi takdirde sadece devletin ve gücü elinde tutanın belge-arsiv-stok birikimine yol acarız. Shuterstok gibi kurumlar milyarlarca görseli tekelleştirdiler ve bunu yaparken onlarca fotografçıyı maaşla kendilerine bağladılar. Senin benim gibilere de 3-5 sent kazandırarak (sözde kazanıyorsun ) fotografcıyı koskoca kartellerin maaşlı elemanı yaptılar. Kaldı ki " benim fotoğrafımı kimse çekemez ve paylaşamaz" diyen insanların yüzde 90 ı facebook instagram vs gibi ortamlarda kendilerinin türlü türlü fotografını paylaşıyor ve bunu arkadaslari, laf olsun diye sayfasında ekli olan tanımadığı yüzlerce kisi, bu fotografta yer alıp etiketlenmis bir kisinin paylaşımıyla etiketlenmis.kisinin arkadas cevresi derken cok kısa bir sürede binlerce kisi görintülemis oluyor. Evet kadınları kız yada erkek cocukları görüntülerken asla cinsel bir obje gibi görüntülemeyecegiz, dikkat edeceğiz. Günde paylaşılanbfotografların yuzde 90 ı selfi tadında cekilmis ben bugun burada bunu yaptım fotografları oldugu icin kendini " "teshir etmekten çekinmeyen insan soyunun ne cekiyon lan resmimi" demesi insan soyunun sanatçı bakışına ayılanmasıyla açıklanabilir bence.

Lenovo P1ma40 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi