m43 Türkiye

sgtab1 yazdı:

erhanmeco yazdı:Bu arada OM-D E-M10 ve E-M5 kullanıcılarının bir artıları daha var. Kamerayı göğüs hizasında tutup, ekranı görebilecekleri şekilde kendilerine çevirebiliyorlar. Bu farkedilebilirliklerini büyük ölçüde azaltıyor.

PEN-F ve E-M1 Mk II'nin en sevmediğim yanı, V-Logger çevrilebilir ekranı. Video çekmek için tamam ama fotoğraf çekmek için rezalet ötesi bir sistem.

Merhaba ,

Size bir konuda danismak istiyorum ;
E-M1 Mk II ile akilli cep telefonunu yada tableti wi-fi baglanti kurarak sokak fotograflarini cekebilmek
mumkun degil mi ? Neredeyse her turlu kontrolleri mobil cihazlar ustunden yapabilabiliyor. Hic fotograf
makinasinin LCD ekranina yada vizorunu kullanmadan direkt mobil cihaz uzerinden cekim yapmak
baskalarini rahatsiz etmeden sanki daha iyi sonuc verebilir.

Oluyor olmasına ama Makina boynunuzda asılı ve bir eliniz cepte bir eliniz telefonda ise baya bir sabit kalmanız gerekli istediğiniz kadraj için bknz. örnek

Yolcu by 79elendil79, on Flickr Ellerim cebimde Gemide sessiz modda telefondan çekildi kimsenin duruşunu bozmamaya dikkat çekmemeye çalıştım.
Uğraşarak geliştirilebilir gerçi. Yani oluyor ama ekranın ışığı aydınlık oluyor hâlâ vs. dediğim gibi uğraşarak daha verimli kullanılabilir.

elendil79 yazdı:

sgtab1 yazdı:

erhanmeco yazdı:.

Bilgi icin tesekkur ederim.

SLR'larla sokakta çekmek zordu, ama filmli olunca biraz kurtarıyorduk. Rus malı bir alet en gariban göstereniydi, insanlar poz vermekte zorlanmazdı. DSLR'a geçtiğimden beri "zengin" veya "gazeteci" görünümüyle çok dikkat ve tepki çektiği için sokakta insan çekemez oldum.

Aynasızlar geldikten sonra tekrar eskisi gibi "görünmez" olmak daha da mümkün aslında. Ekranı açılı hale getirip de shutter sesini de kısık tutarsanız bu şekilde "herkes kendi dünyasında" fotoğraflar çekmek o kadar da korkulacak bir şey değil. Hani telefondan bağlanıp makinadan çekeyim diye o kadar da zorlamaya gerek yok diye düşünüyorum. İnsanlar en fazla çektiğiniz fotoğraflar arasında dolaştığınızı sanıyor. Zaten ufak tefek de bir alet, ne zararı olabilir ki

Evet kokopeliye katılıyorum.

Sessiz mod ve dokunmatik ekran sokak fotoğrafçısı için büyük kolaylık sağlıyor zaten. Telefondan kontrol bana keyif vermişti ama olmazsa olmaz değilmiş.

Ben çantamı omuzuma çapraz asıp, üzerine makinemi oturtuyor ve çektiğim fotoğrafları inceliyormuşum edasıyla gezip rahat kareler yakalıyorum.

Zaten is hayat kurtarıcı. Kadrajı yakaladığınızda, adımınızı yavaşlatarak ya da “aa ben ne çekmişim öyle ya” diye duraksayarak lcd den çekimi tamamlayabiliyorsunuz. Başınızı ekrandan kaldırmaz ve çok gerekmedikçe çektiğiniz kişi ile göz temasına girmezseniz pek göze batmıyorsunuz.

Dün bu fotoğrafı 1/8de aynen anlattığım yöntem ile çektim. Yüzde biraz fluluk var o kadar.



Ayrıca AF yardım ışığını da kapatıyorum, düşük ışıkta çok dikkat çekiyor.

erhanmeco yazdı:Bu arada sevgili Anıl Aydın'a da geçen hafta bir Pen-F aldık. İzmir'de zaman zaman birlikte sokak çekiyoruz. O bu konuda benden daha kıdemli. Foruma kayıt olmasını söyleyeceğim.
Fotoğraflarını flickr'dan takip edebilirsiniz.

https://www.flickr.com/photos/80625755@N00/

Ben Pen-F'i satarken kendisiyle tanışmıştım. Biraz telefonda sohbet etmiştik. Fotoğrafları ve tarzı gerçekten başarılı. Sonunda Pen-F almasına sevindim. Şu an kulladığım 56mm'yi de Kıvanç'tan almıştım:) Hatta lens için konuşurken, Nikon DF aldım demişti. Ben bizim forumda biri satıyor acaba ondan mı aldınız demiştim. Evet ne tesadüf demişti. Sizden bahsetmişti. İşin özeti bu camiada çevreniz geniş. Bir şekilde herkes sizi tanıyor:)


Onun dışında sokak tecrübelirimden ben de bahsetmek isterim. Hemen hemen her gün sokağa çıkıp çekmeye çalışıyorum. Sokak fotoğrafına ilk başladığımda ben de çekimserdim. Her gün çekerek o çekimserliği 4-5 günde attım. Özellikle elimdeki en geniş açıyla 17mm f1.8 ile çekmeye çalışmıştım. İnsanların dibine kadar girerek. Zaten yukarıda da bahsedilmiş. İnsanlarla ilişkiye girebilmek, tedirgin gözükmemek çok önemli. Kendine güven en önemlisi. Ben Erhan beyin dediği gibi kişilik analizi yapıp ve doğallığı bozmadan habersizce çekiyorum. Eğer sıkıntılı bir durum olacağını düşünüyorsam veya tehlikeli yerlerde geziyorsam, muhabbet edip izin istiyorum. En fazla hayır çekemezsin diyorlar. Kendinden emin bir duruş sergilediğinizde karşıdakiler gülümsüyor veya poz veriyor. Yeni başlayanlar için diğer taktik ise çekeceğiniz kişiye göre kadrajı ayarlayın o size yaklaştığında fotoğrafını çekin. Bundan sonrası önemli kısım. Fotoğrafı çektikten sonra duruşunuzu bozmayın aynı şekilde sanki arkada başka bir şey çekiyormuş gibi biraz bekleyin. Ondan sonra yolunuza devam edebilirsiniz:) İlk başlayanlar için en iyi taktik. Bunu yaparken hiç şüphelenmiyorlar hatta dönüp dönüp arkaya bakıyorlar, bu adam nereyi çekiyor arkada ne var diye. Ben bu yöntemi biraz tehlikeli veya tepki alacağım insan tiplerinde kullanıyorum. Lens konusunda bence sokak için en iyi açılar, 28mm, 35mm ve 50mm. 35mm bu iş için bence en ideal açı. Ultra geniş açı ile çekenler bile var. 35 ve 28mm objeyi konuya dahil etmek için ideal. 50mm ise objeyi ön plana çıkarmak için ideal. Bunları başaramam ben diyen varsa, sokak fotoğrafçılığında değişik ve daha az riskli kategorileri var. Bence sokak fotoğrafçılığı zevkli ve heyecanlı bir iş.

desandör yazdı:

erhanmeco yazdı:Bu arada sevgili Anıl Aydın'a da geçen hafta bir Pen-F aldık. İzmir'de zaman zaman birlikte sokak çekiyoruz. O bu konuda benden daha kıdemli. Foruma kayıt olmasını söyleyeceğim.
Fotoğraflarını flickr'dan takip edebilirsiniz.

https://www.flickr.com/photos/80625755@N00/

Ben Pen-F'i satarken kendisiyle tanışmıştım. Biraz telefonda sohbet etmiştik. Fotoğrafları ve tarzı gerçekten başarılı. Sonunda Pen-F almasına sevindim. Şu an kulladığım 56mm'yi de Kıvanç'tan almıştım:) Hatta lens için konuşurken, Nikon DF aldım demişti. Ben bizim forumda biri satıyor acaba ondan mı aldınız demiştim. Evet ne tesadüf demişti. Sizden bahsetmişti. İşin özeti bu camiada çevreniz geniş. Bir şekilde herkes sizi tanıyor:)

Çevremin geniş olmasına ben de pek anlam vermiyorum. Facebook fotoğraf gruplarına fotoğraf yüklemem, Instagram'da her fotoğrafın altına yorum yazmam, hatta çoğu zaman kim ne yüklemiş bakacak zamanım bile olmaz, forumlara takılmam (bu forum hariç). Sadece fotoğraf çekmeye, bu alanda bir şeyler öğrenmeye ve çevremde benim gibi öğrenmeye hevesli olanlara öğrendiklerimi ve tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum. Bunu yaparken de çok düzgün insanlarla tanışıyorum ve oluşturduğum bu çevreyi, bu düzgün insanların birbirlerini bulmaları için ve yaşadıkları sorunları çözmek için kullanıyorum.

Bu forum sayesinde de çok güzel arkadaşlar edindim. Bu foruma yazmamın tek nedeni de bu, gerçekten bilgiye ulaşmak istenilen, buna ulaşılırken güzel tartışmalar yaşanan bir ortam var.

Sokak fotoğrafı hakkında yazdıklarınıza da tamamen katılıyorum. Aslında o kadar korkulacak bir şey yok ve o uzaktan çekme modundan çıkıp, sokağın içine karışıp, 28mm, 35mm gibi odak uzaklıklarında yakın çalışınca edinilen haz bambaşka.

Bu arada daha önceki muhabbette İstanbul ile ilgili şunu söyleyeyim; İstanbul sokak fotoğrafına nispeten daha alışık bir toplum. Her şeyden öte çok fazla turist alan bir şehir. İzmir'de ise toplasanız, yakın çalışabilen 5-6 tane sokak fotoğrafçısı var ve turist yok gibi bir şey. İnsanlar fotoğraflarının çekilmesine hiç alışık değil. Ben İstanbul'da çok daha rahat çalışabiliyorum o nedenle...

Bir de kendi tekniğime bir ekleme yapayım, ben Pen-f'te Anti-Shock veya Silent Shutter kullanıyorum. Sony A7R III'te (Tüm Full Frame kameralarda), silent shutter kullanmak mümkün değil, daha önce forumda bahsettiğim "Rolling Shutter" Perspektif bozulması çok fazla oluyor. Pen-F'in küçük sensörü bu bakımdan avantaj, bozulma nispeten daha az yaşanıyor. Yani eğer silent-shutter kullanacaksanız kamerayla ani hareketlerden kaçının ve hızlı hareket eden objelerde kullanmamaya dikkat edin. A7R III'ün (Tüm Full Frame'lerin) bir diğer handikapı da mekanik perde sesinin çok yüksek olması.

SIKICI SOKAK FOTOĞRAFÇILIĞININ 7 ALIŞKANLIĞI
https://petapixel.com/2019/01/29/7-habits-of-boring-street-photography/

1) Fotoğrafta ilginç hiç bir şeyin olmaması
2) Çok uzakta kalmak
3) Sokak Sanatçıları ve Evsizler
4) Çok fazla bokeh
5) Değişik bir şey yapmayan insanlar
6) Kompozisyonsuzluk
7) Aşırı fotoğraf işleme
Bonus: İlginç kılmak için siyah beyaza çevirme

Detaylı açıklaması linkte..

erhanmeco yazdı:SIKICI SOKAK FOTOĞRAFÇILIĞININ 7 ALIŞKANLIĞI
https://petapixel.com/2019/01/29/7-habits-of-boring-street-photography/

1) Fotoğrafta ilginç hiç bir şeyin olmaması
2) Çok uzakta kalmak
3) Sokak Sanatçıları ve Evsizler
4) Çok fazla bokeh
5) Değişik bir şey yapmayan insanlar
6) Kompozisyonsuzluk
7) Aşırı fotoğraf işleme
Bonus: İlginç kılmak için siyah beyaza çevirme

Detaylı açıklaması linkte..

Bonus'a bayıldım. Geçenlerde buz gibi havada ağzı burnu leş gibi çamur ve sümük dolu 4-5 yaşlarında bir çocuk bisikletini sürmeye çalışıyordu ve bisiklet çocuktan daha büyüktü. Bir kaç kare aldım ve sonra tabiki hiç bir platformda paylaşamadım. Siyah beyaza dönüştürülmüs, aşırı işlenmiş ve sıradanlaşmış tonlarca fotograf nedeniyle ve daha beteri mağduriyet üzerinden beğeni toplama derdiyle evsiz,yoksul insanların fotograflarını paylasan deliler ordusu tarafından kuşatilmış durumda sokak fotografçılığı..

Lenovo P1ma40 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Ne kadar da doğru. Tesekkurler Erhan Bey. Yazının konusu da Istanbul'dan fotoğraflarla anlatılmış ya ayrı bir tadı oldu.

~SB

Sokak fotoğrafı çok sevdiğim bir alan, vaktiyle öneriler içeren bir-iki yazı hazırlamıştım.
Okumak isterseniz;
https://goo.gl/892QEU
https://goo.gl/zg4pBG

Deneyimlerinizi aktardığınız için teşekkür ederiz. Güzel bir yazı olmuş.

Uzun zamandır aklımdaydı; güzel bir Pazar günü, insanların bol olduğu alanlar ve fırsat bu fırsat deyip çıktık çoluk çocuk. Bizimkiler gezdiler ben de öyle takıldım çevrelerinde.

Fujifilm X100T makineyi de uzun soluklu ilk kez bu kadar kastırdım (denedim yani)
Evet batarya LCD ekranı kapalı tuttuğunuzda yani vizörü kullandığınzda çoook çok uzun gidiyor. Benim bu periyodum yaklaşık 6 saat sürdü, bu süre boyunca makineyi hiç kapatmadım ve eve döndüğümde halen bir çizgi gösteriyordu pil seviyesi. Bu neredeyse Nikon D5300'de denk bir süre. Yedeğim olmasına rağmen ihtiyaç duymadım.
Yaklaşık 60 adet fotoğraf sayılabilecek çekim yapmışım. Netsiz veya titrek (çok azdı bunlar) ayıkladıktan sonra elimde 50/55 tane işlenmemiş fotoğrafım kaldı. "Leaf Shutter" inanılmaz rahatlık; yıllar oldu kullanmadığım, çıt ediyor ve titrek fotografınız olmuyor. Geri kalanının zaman zaman çalışırım üzerlerinde. RAW+renkli Jpeg çektim.
Bir eleştiri vizör veya ekrandan görmeyince çekim yapmak zor, kadraj sıkıntısı had safhada; bir de alışık olmayınca sinir katsayısı yapıyor Alışacağım... Yani sinirlenmemeye Fotoğrafların %90'ını hiç görmeden çektim bu örnekteki gibi.

35mm dar kalıyor arkadaşlar; konuların çok diplerine girmek gerekiyor. Bence 28mm ideal olacaktır geniş görüş açısından yada kısa tele ile uzaktan çalışmak.
Burada oturan arkadaşlarla aramda 3mt vardı ve dondurma kuyruğunda beklerken makine sol elimde vücuduma 90 derece açıyla tutar vaziyette bel hizasından çekildi. Hemen hemen hiç kesme yapılmadı. AF (çok noktalı) kullandım; MF tecrübem hiç yok güvenemedim.

Önümüzdeki hafta Olympus PL5 & 14-45mm ile çıkacağım; L hareketli ekran büyük kolaylık sağlayacaktır tahmin ediyorum. Yani büyük ihtimalle daha kolay olacaktır...

DSCF0065.jpg by Korhan Kumral, on Flickr

Eğer 28mm kullanırsanız, açı genişleyeceğinden, özne uzaklaşır ve kadrajda aynı alanı kaplaması için daha da yaklaşmanız gerekir. Benim 24mm ile çekip koyduğum fotoğrafların çoğunluğu 1-1.5 metre mesafeden çekildi.

Eğer telefoto kullanırsanız, bu defa açı daralır, net alan derinliğiniz azalır, özneleri sokaktan soyutlamaya başlarsınız. Ayrıca izleyici de, uzaktan izlediğinizi anlar, kendi de aynı mesafeden izler ve fotoğraftan çabuk sıkılır.

Ama evet 35mm benim kullanımıma da dar geliyor. Yakım çekimlerde kadrajı tam oturtmak daha zor. 24mm de çok geniş ve çok yakın çalışmanız gerekiyor. 28mm bana göre de ideal. Bu nedenle Ricoh GR II ve özellikle yeni çıkan Ricoh GR III ilgimi çekiyor.

Daha özel anlar olmalı sokak fotoğrafında, mesela çaycının çayları servis ederkenki anı, maadakilerin çaylara bakışı vs.. gibi.

erhanmeco yazdı:....

Daha özel anlar olmalı sokak fotoğrafında, mesela çaycının çayları servis ederkenki anı, maadakilerin çaylara bakışı vs.. gibi.

Geç kalmışım Erhan Üstad, ayaktaki arkadaş çaycı. Boşları almaya gelmiş

Özetle anlatmak istediğimizi anladım; konuyu belirleyip takip etmek gerekiyor, yani sabır işi... Tam benlik.

erhanmeco yazdı:...

Venedik Karnavalı başlığına yazıyordum. Sayfanızı gereksiz yere işgal etmemek için buradan yazmayım istedim.

Zaman zaman uzun süredir fotoğraf çektiğinizi okuyorum. Bu geçen zamanı iyi değerlendirmişsiniz.

Gerçekten övünülecek başarılara imza atmışsınız.

Bu hobiye yeni başlamış sayılacak bir birey olarak çalışmalarınızı hayranlık ve takdir içerinde takip ediyorum.

Kendimce çok başarılı bulduğum üstatların da çalışmalarını izlediğimde, makro, ters ışık, minimalizm vb. tek bir alanda ustalaştıklarını gözlemliyorum.

Siz çekimini yaptığınız seyahat, mimari, sokak, model-portre ... gibi alanların hepsinde de güzel çalışmalar sergiliyorsunuz.

Öncelikle siz de sadece sokak gibi belli bir alan ile kendinizi sınırlandırmayı düşündünüz mü?

Çok iyi çalışmalar izledikçe ben gibi kendini köşeye sıkışmış hisseden kişilere alan sınırlaması tavsiye eder misiniz?


Seyahatlerim harici yanımda hep tek gövde lens olur.

Öyle ki 17mm son aylarda yanımdan ayırmadığım ekipmandı. Şimdi kelebek sezonu açıldı diye 17mm'i evde bırakıp 60mm ile dolaşmaya başladım.

Bir yanım diyor ki sat makroyu atıyorum sadece gölge çek. Öteki yanım, "ya sen her yere araba ile gidiyorsun sokak kim sen kim" diyor

Anlayacağınız kafabimilyon.