Bizde bir laf vardır "tartışmak istemiyorum" derler ama burada demek istedikleri "Tartışma" yapmak istemediği değildir. Ona göre tartışma: kavga etmek olduğundan böyle der. Yoksa tartışma doğruya ulaşmak için bilgi paylaşmak demektir. Yanlış veya eksik bilgiler verip bu bilgileriniz başkaları tarafından doğrusu ile çürütülür ise kavga etmeniz mi gerekir ? Yoksa en azından "Eksik söylemişim" mi demeliyiz ? Bir de bana göre bir tartışmada veya fikir paylaşımında diyeyim
tafarların soruları cevapsız bırakılıyor ise bu kaçak güreşmek oluyor. Cevaplanmayan sorular nedeni ile kasten cevap vermeyen tarafından konu uzatılmış da oluyor. Çünki bugüne kadar çok gördüm, artık hani ne yapabileceklerini ezberledim desem yeridir.
- Genellemeler ile konu hakkında yargıya varırlar.
- Eksik ve yanlışları ortaya çıkınca bilgi ile ilgili konuşmaktan kaçınıp bilgiyi ileten aracı kişinin şahsına sataşırlar.
- Sorulan soruları özenle seçip kendilerine göre olanlara yanıt verirler.
- İftira ve dolayısı ile hakaret etmek olmazsa olmazlarıdır ve bunu yaparken de şahıs hakkında genellemeler kullanırlar.
Bu durum fotoğraf konusu ile kısıtlı değil. Her alanda bu şekilde var. 14-15 ay önce bambaşka bir konuda rast geldiğim bir durumu da paylaşayım örnek olması açısından. Olayı yaşayınca kendime not almıştım, şöyle...
Canlılar için doğada renklerin kodları vardır... "Canlılar için renklerin doğada anlamları vardır. Bu renk kodları evrim süreci boyunca bilincimize kodlanmıştır. Geçenlerde fotoğraflarımı beğenip arkadaş olarak beni ekleyen bir yabancının fotoğraflarında "Siyah bayrak üzerine ortadoğu dillerinden biri ile yazılmış birşeyler, fotoğraflarında simsiyahlar içinde insanlar görünce belki bu içgüdüsel tepki ile içimden "Ne oluyor" dediğimi inkar edemem !.. Bunun üzerine "Tırstım Şimdi Yaa !.. Takip Ediliyorum !.." diye yazdım
Birisi de şöyle yazdı "
Ne üzücü batının algı politikasının bizimde içimize işlemesi" ! Bu kadar basit ve sığ mı idi o bir anlık tepkim, sormak lazım insanın kendisine. Sordum ve bunları dedi bana içimdeki çocuk...
"Siyasi olsun diye şey etmemiştim ama siyahi olduğu için siyasi de oluyor galiba mecburen.
Belki bazılarının istediği şekilde bilmediğimden o kültürü ve bildirildiği yönünden ve bir de son yıllarda sınırdan göçenler-geçenler hakkında hikayeleri ve refleks bir tepki olarak tırstım, o kadar. Fakat bunu çok derin şeylere bağlamadan dahi, birden yanınızda beliriveren ve epey farklı görünen biri olsa siz de benzer tepki verirsiniz sanırım.
Özgür kimdir, esir kimdir harbiden o da dipsiz kuyu belki ama esaretimizin dereceleri var tabi. Özgür de arkadaşlarımdan birisi ayrıca.
Bir de canlı doğasının içgüdüsel korunma yollarından birisini "Batı algısı" diye görmek de doğru gelmiyor bana. Kapalı şey bir diğer manada gizli şey, saklı şey... Siyah, karanlık, soğuk, tehlikeli, kötülüğü örterek görmemizi engelleyerek kötülüğe avantaj sağlayan (Misal gece gören avcılar gece göremeyenleri pek de güzel avlarlar doğada) ve içgüdüsel olarak gece göremeyen canlılarda geceye, siyaha, karanlığa dair canını koruma adına refleks tepki vardır, savaş sanatlarında Ay'sız gecelerin özel önemi vardır vb. Dahası da var ! Karadır bizi üzüntülere boğan trenin rengi türküde mesela, acılılarımızı ifade eder iken "karalar bağlarız" mesela !.. "Karadır Bu Bahtım Kara, Sözüm Kâr Etmiyor Yara Sen Düşürdün Beni Dara. Eyvah Eyvah Eyvah Ey" (Neşet Ertaş)...
Batı bunun neresinde ?
...ve hatta
Şeytan Bunun Neresinde?Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?
Abdest alsan aldın demez
Namaz kılsan kıldın demez
Kadı gibi haram yemez
Şeytan bunun neresinde?
Venedik'ten gelir teli
Ardıç ağacından kolu
Be Allahın şaşkın kulu
Şeytan bunun neresinde?
İçinde mi, dışında mı
Burgusunun başında mı
Göğsünün nakışında mı
Şeytan bunun neresinde?
Dut ağacından teknesi
Girişten bağlı perdesi
Behey insanın teres'i
Şeytan bunun neresinde?
Dertli gibi sarıksızdır
Ayağı da çarıksızdır
Boynuzu yok, kuyruksuzdur
Şeytan bunun neresinde?
Aşık DertliBeyaz, ışık, aydınlık, görülen ise tam tersi anlamlar taşır doğada. Güneş ! Bahar, Yaz, zenginlik, sıcaklık, görüş imkanı ve daha kolay canını koruyabilme imkanı, renk olarak da kiri çabuk göstererek temizlenme gereğini ve böylece pislikten uzak durarak hastalıklardan korunmayı kolaylaştırması, enerji ve yaşamın varlığının kainattaki en bilindik dildeki söylemidir ayrıca. Bir anda aklıma gelenler... Hangi batı ? Vahşi batı filmlerini ben de severek izlerdim bir ara, en çok da Red Kit çizgifilmini severdim, Daltonlardan Avarell'e benzediğim söylenirdi bir dönem sınıfta, öyle uzun da değildim, 4'üz-3'üz-2'izlerden biri bile değildim hem, neden benzetirlerdi acaba !
Basit bir şekilde çok sık şunu da görebiliriz. Küçücük çocuk da kar kaplı bir manzarayı sevinçle izler. Soğuktur o ise ! Fakat karanlık bir gecede o küçücük çocuk yalnız kalmaktan korkar. Bunu da batı mı empoze eder daha doğru dürüst konuşamayan çocuğa?"
CiddiBiri - Şubat 2015