erhanmeco yazdı:...
Hocam bir bakıma sizin dediğiniz hani kişisel gelişim olarak doğru. Fakat gelişim ille de eski bilinen yoldan olmayabiliyor. Neticede çoğunluğun ne yaptığı her zaman bireylerin bir çok yanlışı "DOĞRU" olarak kabul etmesine sebep oluyor. Mesela her ülkede dinin aşırı farklı uygulamaları olması gibi ! Birkaç ülkede kadınlar sünnet edilirken birkaçında edilmiyor mesela hangisine sorsan onlar yanlıl yapıyor diyor. İşte çoğunluğun manüplatif tesiri.
Ayrıca 100.000 kişi arasından sıyrılmak zor gibi görünse de neticede 100.000'de 1 ile 3.000'de 1 arasında markadan bağımsız olarak bakıldığında "Hıh Olympus mu, M1 Mark II ile çektiği fotolara bak 100-150 beğeni almış. Ben Canon 70D ile bile bundan çok daha beğeni alıyorum" diye bakarım ben. Gidip de kimsenin "Hmm bakayım Olympus'cular arasında ne durumda" diye bakacağını zannetmem. Zaten nedir ki marka hani, biz de burada markalar üstü bir olayın içinde olduğumuzun farkındayız. Marka ve model sadece x aracın yeteneklerini ve karşılaştırmalarını ayırt edebilmemiz için ifade ettiğimiz isim ve soyisimleri gibi.
En son ZoomTV videosunda (
https://www.youtube.com/watch?v=vJksoU09vrA ) Tamer Yılmaz bağzı garip fotolar çekip de "Benim tarzım bu" diyenler hakkında da birşey diyor. O da ilginç bir ifade. Bir yandan iyi bir tanım gibi görünüyorken bir yandan da neden olmasın ama diye de düşündüm ben. Her insanın her şeyi aynı yol ve zamanda yapması zorunluluğu ve gereği yok bence. Hani başka bir konuda sanat mıdır, değil midir hakkında da konuşmuştuk ya oradan da alayım bir parça dedim bu konuya. Yani o kadar geniş bir alan ki bu. İğne ucu gibi bir kişiye odaklanır isek ancak birşeyleri net söyleyebiliriz ama genel konuşur isek çok zor şu şu olursa şöyle olur demek.
Bir de bu markaların "ambassador" olaylarına bakınca benim gördüğüm adamlar zaten aşmış gitmiş. Makinanın adam için hiçbir manası kalmamış. İşini iyi mi kötü mü yapıyor bilmem ama hani pazarını bulmuş, pazarı oturmuş. O adam hakikaten kompakt ile de çekse ismi ve müşterisinin ezberi nedeni ile ekmeğını kazanır. Kaçına baktımsa adamların sırf gövde + lens ekimpanı benim ulaşabileceğimin ötesinde. O yine iyi, diğer ekipmanlarına bakınca 15 yılda elimi süremediğim ve ölünceye kadar da ulaşamayacağıma %100 emin olduğum deli ekipmanları var
Yani kişi kendine ne kadar güvense de x markanın en iyi gövdesi +3 de lensini alsa bile işi çok zor tabi. Bir aralar Okhann Bay3gen'de baya baya fotoğrafçılığa merak salmıştı, hatırlarsınız. Kendisi ile 3-4 kere kapı önünde (güvenliktim ben, eziktim hem de çok) selamlaşıp hal-hatır muhabbeti ettiğimiz olmuştu tabi
Niye diyorum, adamın o tepeden bakamyan hali hoşuma gitmiş ki o zaman "Fotoğrafçı oldu bu da" gibi birkaç eleştiri duyunca(yada okuyunca) neden olmasın ki diye tepkimiştim ben de mesela kendi içimden
Dışa tepecek kadar ateşim, cürmümü, gücüm olmadığından...
içsel tepkiler yaşayarak 5'inci çakramın açılmasını sağlamıştım !..
INSTAGRAM :
https://www.instagram.com/ciddiyibiri/ -
flickr adresimiz -
https://www.flickr.com/groups/m43turkiye/ -
flickr kullanımına dair faydalı bilgiler -
viewtopic.php?f=10&t=32 - Kişisel flickr :
https://flickrock.com/ciddi -
B L O G U M http://fotoptik.blogspot.com-
Ekipmanlarım : E-P5 , OM-D E-M10 - 14-42mm. R II, 14-150 II, 25mm. F1.8, 60mm. F2.8 makro (Vivitar 75-205mm. tele, Olympus OM 50mm. F1.8, Carl Zeiss Jena 135mm. F3.5, Helios 44M-6 58mm. F2.0)
-
Tamrac Velocity 5766 çanta , Transcend TS RDF8K USB3.0 kart okuyucu, Sandisk SDHC UHS-I 45mb/s kart , Manfrotto PIXI mini tripod