1 yılda 17 bomba patlamış. 294 kişi hayatını kaybetmiş. 1.000'e yakın da vatandaş yaralanmış. Bu sadece olayların direk fiziksel tarafı. Bunun bir de toplumda ölen ve yaralananların yakınları+aileleri ve daha genişleyerek bir etkisi de var.
Bütün bunca vakaya rağmen 1 tek sorumlu kendisinde hiçbir kusur görmemiş-görmüyor ki istifa eden ise SIFIR !
Yani diyorlar ki vatandaşa "Biz bitti demeden bitmez". Bu olay olurken TBMM'de değerli vekillerimiz acilen yargı yasalarını çıkartmakla meşgulmüşler. Hiç ara vermeden devam etmişler. Bu konuda çok aceleleri varmış demek ki... Ancak, sahur için ara vermişler !
Öte yandan aylardır şu 3 harflilerden birisinin lideri 14 kez seçim kaybetmesine rağmen yerini korumak için muhalefeti olması gereken parti ile bile organik bağlar kurduğuna şahit oluyoruz !.. Başka bir 3 harflinin de tıpkı diğerlerinin yaptığı için eleştirdiğimiz bazı bağlantılar içinde olduğunu gördük-görüyoruz.
Dolayısıyla şu BOP'u da anımsayarak benim gördüğüm manzara memleketin muhalefet yanı da dahil olmak üzere her türlü politik yönetimleri ele geçirilmiş. Bu yeni de değil zaten ama milletin gazozuna attıkları hapın etkisi çok yavaş geçtiğinden belki az bir kitle ancak görür oldu. İçmemiş olan daha az bir kitle görüyordu amma hem sesleri çıkmıyordu hem de duyanlar bu çılız sese değil kalabalıklara kulak kabartıyordu.
Projenin içeriğini bunca zaman defalarca az farklar ile duyduk, kimi zaman haritalar, belgeler vs. ile gördük bile. Geleceğin bugünlerden daha iyi olabileceğine dair benim umudum ve de mevcut kişilere bakataktan da inancım yok. Gidiyoruz yuvarlana yuvarlana !..
Millete sanki 3-5 kolu olan bir lastik verilmiş. Her kola da millet inanç şekillerine göre ayrıştırılıp çekin denmiş. Çeke-çeke germişiz. Yine etnik kökenlerine göre de benzer bir lastik merkezden dışa 8-10 koldan çekiliyor. Gerilme sınırına gelindiğinde her koldan lastik milleti merkezine çekip birbirisiyle son hızda çarpıştıracak.
İç ve dış güvenliğimizin teminatı kurumlarda dahi bu bölünmelerin ve gerilmenin olduğunu yıllardır lafta değil türlü belgelerle de seyrettik.
Bir diğer konu da yaşamın en basit-temel durumlarından birisidir hani... Bir yerde bir hayvan leşi ne pis kokar, tee uzaktan kokusu gelir de o yöne gitmez yolunuzu değiştirirsiniz. Ne bileyim işte çöp konteynırı kokar uzaktan etrafından dolanırsınız, yolunuzu değiştirirsiniz. Evinizin yakınında-içinde ise bizzat temizlersiniz falan. Bizim coğrafyada yıllardır okyanus ötesinden birisi gelip leş gibi yanıbaşımızı çöplüğe çevirirken biz de çöplüğün büyümesi için katkıda bulunduk. Öyle görünüyor ki halen de bulunuyoruz. Oralar çöplüğe çevirilirken bir-bir onların yaşadıkları süreç şu bizim yaşadıklarımızdan çok farklı görünmüyor bana !.. Yani aynı yolun yolcusuyuz epey de yol kat etmişisz gibi görünüyor.
Gerçi çoktandır ama lafın gelişi "Şu saatten sonra" ben artık "Allah korusun" ile "İnşallah" ile bu kötülüklere imkan sağlayanlara bela okumak ile, işte ne biliyim "Allah hak ettiği cezalarını en kısa zamanda versin" demeler ile, türlü süslü çeşitleri ile terörü lanetlemeler-kınamalar ile zerre bir şey olacağına inanmam. Zaten bana göre eğer ki "Allah birilerinin belasını-cezasını veriyor ise" tam da işte bütün bu olanlar ile bu ülke insanına cezasını vermektedir !.. Her alandaki sapkınlıklar nedeni ile, yıllardır süregelen özenti bir gençlik, verilere göre son 10 yılda sürekli artan uyuşturucu yaygınlığı, her türden cinsel sapkınlık (ki şu veriyi de paylaşmanın yeri sanırım)
İnançlar bakımından yoldan sapmalar, bilimden sapmalar, bireysel onurlu insan olma yolundan sapmalar vb. her alanda sapkınlık yıllardır öyle bir hızla artarak sürüyor ki... Yaşadığı evini, yattığı yatağını, mahallesini, komşularını bu denli pisletip bu kokuşmuluk içerisinde rahatsız olmadan yaşayan bir topluma herhalde AllahTan "Biz bi şaşırdık da..." bize yardım etsin de kurtarsın gibi bir şey yapmasını ummak bildiğim kadarı ile mümkün değil. Hatta tam tersi olacağına dair hem Allah örnekler vermiş ve hem de zaten hani inanmayan için de zaten çevremizde defalarca yaşanmış canlı örneği ülkeler canlı kanıtı.
Zaten şu memleketin gerek genel anlamda haline ve gerekse bireysel olarak haline bakınca. İyi şeyleri ve yanlış şeyleri bir teraziye koyun bakın, terazi kötü şeyler yönünde öyle ağır ki, hızla yuvarlanacağımız köşenin o yön olacağı apaçık. Velhasıl, görüldüğü gibi değişen hiçbir şey yok. Hep aynı laflar aynı kişiler tarafından bozuk plaktan dinliyormuşuz gibi. Bu da kanıtıdır ki bizler sadece bir sonraki dehşet olay için şimdilik tatlı uykusundan uyanmış bir toplum olarak bu olaydan rahatsızlık duyduk, yakında tekrar uykumuza dalacağız. Yakında tekrar uykumuzda iken aramızdan birileri ebedi uykusuna gönderilecek.