Araları hızlı geçip bir yere gelmek istiyorum şimdi...
Yıllar yıllar sonra 30'larımın geçkin yaşlarında en nihayetinde en koyusundan, tam kökünden ama komünizm ile sömürülmüşünden, yıllar yılı komünizmin cilalı yüzü olarak Avrupa'ya vitrin gibi gösterilen Polonya'lı birisi ve Polonya ile tanıştım. Tabi memlekette komünizm biteli 10 yılı geçmiş falandı ama her yer hala "kopkomünizm" havasındaydı. Hatta dediklerine göre toplumda ciddi bir kesim "Lan ne bu gapitalism keşke gomünist kalsaydık" dermiş... Desinler de... Asıl gelmek istediğim yer şu benim...
Arkadaşlar komunizm sürecinde bunlar ne sıkıntı yaşamış ise fazlasını biz Türkiye'de sözüm ona demokrasi altında parlementer yönetimde, halkın kendi kendisini yönettiği sistemde yaşamışız. Darbe zamanları haricinde de yani. Darbe marbe yoktu mesela bizim gecekondu mahallesinde altyapı yok. Ne musluktan su akar, ne tuvletin kanalizasyon ile şehire bağlı değildir ki varıp gitsin boğazın serin ve derin sılarına da bari dışkın İstanbul'un güzelliğini yaşayabilsindi. Fakirler karanfil bırakıyordu işte zenginler gül bırakıyordu
Bizim dışkımız bile bahçedeki derin çukurlarda zindan hayatı sürerdi !.. Yıllaar sonra oranın imhası da ilginç olmuştu !..
Velhasıl arkadaşlar benim inandığım şudur,
Toplumların idare şekli, yönetim sistemleri vs. her ne ise işte adı hiçbirisi birey ve halk için bence bir işe yaramaz. Bu sistemlerdeki olay bence büyük kitleleri sömürmek için dizayn edilmiş. Toplum da "Tamam sömürün ama acıtmayın" diye kabul ediyor. Fakat işte "Ben de ben de, şimdi de ben sömüreyim" diye zıplayıp da bizden oy isteyenlerden her kim ne zaman başa geldi ise ölçüyü az-çok kaçırıyor. Ölçü de kimisi çok sömürüp en cukkacı ben olacam, kimisi de işte hepinizi süper cennetlik dinci yapacam, kimisi de sol kroşem komünizm'in çekci gibi yediğin gibi kendine getirecem seni
gibisinden ölçü kaçırmaları falan yani.
Hiçbiri fark etmez... Hepsinin bir tek insan olarak bana yaptığı şeyin sonucu aynı. Hatta işte komünist'e yaptığının da aynı olduğunu bizzet yaşayanlardan dinledim-gördüm. Haa hatta daha iyilermiş bizden. Mesela bu susuzluk vakasını anlattığımda bunlar bana "Hayret biz de bilirdik ki biz Avrupa'lı temizliği, yıkanmayı vs. Osmanlı'nın hamam vs. kültüründen öğrenmişiz. Meğer ne siz bizden pis yaşarmışsınız !"
E aga kışın tek odada soba var, şehir suyu yok, sobada güğüm ile su ısıt gecekondunda git buz gibi banyona onu tasla döküne döküne yıkan !.. Komünist gavur benden temiz, çünki altyapısı var, gecekondu diye bir şeyi yok.
TV ile ilk tanışmamı falan anlattım bunlara, o da benden çok önce TV görmüş etmişler mesela !